RICHARD TİYATRO OYUNU ELEŞTİRİ YAZISI

     ' RICHARD '  IKSV Tiyatro Festivali kapsamında prömiyerini Kasım 2022' de yapmış olan, tiyatro oyunudur. İki sezondur sahnelenmeye devam eden oyunu uyarlayan, yazan ve yöneten Okan BAYÜLGEN' dir. Oyunun büyük bir üretim sonucu ortaya çıktığı, gerek oyuncu kadrosu, gerek metinin işlenişi, gerekse dramaturji açısından gözler önüne seriliyor. Oyunun yapımcılığını ise Net Sanat ve Kabare Dada üstleniyor. 

        Oyun, Kral III. Rıchard' ın ölümünden yıllar sonra, kemiklerinin bir otoparkta bulunmasıyla başlıyor. Bu haberlerin çıktığı dönemde, Londra' da küçük bir tiyatro topluluğu, William Shakespeare' ın eseri olan III. Rıchard oyununun provalarını sürdürüyor. Olaylar kendi içerisinde fazlasıyla karmaşık bir hal almaya başlamışken, kimliği, pasaportu olmayan, ötekileştirmeler sonucu suçlu bir kimlik kazandırılmış bir sığınmacının, tiyatroda barınmaya çalışmasıyla işler daha da karmaşıklaşıyor.         

        Tiyatroda barınmaya çalışan bu adam, Richard Hell ismi ile kendini var etmeye çalışıyor. Tiyatroda bulunduğu zaman süresinde çeşitli filazofların kitaplarını okuyan ve okuduğu her filozoftan biraz etkilenerek toplumsal anlayışla çatışmaya başlayan bu adam, ötekileştirilen ve yok olmaya bırakılan kimliğinin, bir nevi inşasına başlıyor. Kendini inşa ettiği süre boyunca sanatın etik ve kurallarına, entellektüel bakışın siyasi etkilenimlerine, insanlığın içinde bulunduğu varoluş sancılarına kadar bir çok konuda bilindik doğrularla çatışarak, farklı bakış açılarını kendi oluşturduğu kimlikle duyurma çalışıyor. 

        Rıchard Hell karakterinin toplumsal ve politik duruşunun yanı sıra kendi iç dünyasında da çatışmaları sürüyor. Kendini inşa etmek, toplumda var olmaya çalışmak konusunda bulunduğu eylemler kendi kişilik inşasını da içeriyor. Psikanalizde yer alan ego, süperego ve id kavramlarının her birini içinde barındıran karakteri, çevresindeki insanlarla iletişim halindeyken, her bir kavramı açıkça yaşamaktan geri durmuyor. Richard Hell, id kavramı ile ön plana çıktığı durumlarda gerek ses tonu gerekse aşırılıkları ile kötü tanınan ve bilinen bir adam halini alıyor. Fakat oyun içerisinde doğru gözüken, güzellik algısı ile kendini perdeleyen, kötülüğü kanıksamış diğer insanların, gerçek kötüler olduğunu zaman içerisinde seyirciye gösteriliyor. Bununla birlikte metinde Rıchard Hell' in 'Neden sevecek mişim kendimi ? '  sorusu da, toplumsal çarpıklaşmanın, günümüz popüler psikolojik yaklaşımlarına atıfta bulunduğunu düşünüyorum. Bahsedilen konuların hepsine değinilen ve siyasi düzene göre değişebilen sanat ve kahramanlık anlayışın altını çizen yeni nesil Rıchard, izleyiciyi fazlasıyla düşündürüyor.

        Okan BAYÜLGEN geçmişten günümüze alışılagelmiş Rıchard oyunlarına, modern sanat anlayışını katarak, gerek metine, gerekse Shakespeare' e farklı bir açıdan bakmamızı sağlıyor. Bununla birlikte Shakespeare' ın geçmişte sanat yoluyla oluşturduğu bakışın ve dönemin siyasetinin etkileriyle yazmış olduğu anlayışın, kendi uyarlamasıyla günümüzde yeniden değerlendirilmesi konusuna da değiniyor. Değinilen bu noktada sanatın toplumsal olaylar, politik duruşlar üzerinde etkisinin yüzyıllar süren düşünce yapılarının oluşmasında ne kadar etkili olduğunu gözler önüne seriyor. Sanatın bu gücünün farkında olan yazar kendi doğruları ve deneyimlerini yeni nesil Rıchard uyarlamasıyla seyirciyle buluşturuyor. Bilindik ve kalıplaşmış anlayışların yeniden değerlendirilmesi ve toplum bilincinde farkındalık oluşturması oldukça kıymetli diye düşünüyorum. 

         Entellektüel kazanımı fazla olan, içerisinde bir çok düşünürün fikirlerini bulunduran bu metin, izleyici için fazlasıyla yorucu iken,  karakterlerin yazımında benzer isimler kullanılması ise kendi adıma anlamayı zorlaştırıyor. Bununla birlikte zaman akışının da anlamayı ve değerlendirmeyi zorlaştırdığı fikrindeyim. Fakat yazarın anlatmak istediği şeylerin çokluğu ve çeşitliliği nedeniyle, kısıtlı zaman olan sahnelenme sürecine sığdırılmaya çalışılması da, ritmi hızlı bir oyun halini almasını kaçınılmaz kılıyor. 

        Oyun içerisinde oyuncuların oyunculukları, timing sürelerinin kusursuz işleyişinden, sahne ve kostümlerden bahsetmemek ise mümkün değil. Günümüzde fazlasıyla yer verilen, önceden çekilen dijital kayıtların sahne içerisinde sergilenmesine yer verilmemesi öncelikle gerçek bir tiyatro oyunu izlediğinizi hatırlatıyor. Kostümlerin büyük bir özenle hazırlandığı da seyirci tarafından görülüyor. Bununla birlikte oyun içerisinde kullanılan müziklerin sahne içerisine kurulmuş enstrumanlar ve sanatçılar tarafından canlı olarak sergilenmesi oldukça büyüleyiciydi.Oyun içerisinde işlenen eşcinsellik, yer verilen Druck Queen ise ötekileştirmeye karşı sergilenen saygın bir duruş diye düşünüyorum. Kısacası her açıdan ilmek ilmek işlenmiş bir yapım. Şimdiden izleyecek olanlara iyi seyiler, izlemiş ve düşünmeye devam edenlere kolay gelsin diyorum. Sanatla kalın, iyi kalın...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AFİFE TİYATRO OYUNU ELEŞTİRİ YAZISI

SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ TİYATRO OYUNU ELEŞTİRİ YAZISI