‘FİKRİYE’ TİYATRO OYUNU ELEŞTİRİ YAZISI
Öteki Beriki Tiyatro Topluluğunun İzmir’ de sergilediği tiyatro oyunu ‘ Fikriye ‘. Adını görür görmez hayat hikayesi hakkında biraz olsun bilgi sahibi olanların hemen bilet aldıklarından eminim. Ülkemiz için olduğu kadar dünya için çok önemli olan devlet insanı, siyasi, asker, bilim insanı olan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ ün hayatının uzunca bir süresince yanında olan ve eşlik eden Fikriye Hanım’ın yaşadıklarını konu ediyor olmalıydı. Nitekim oyunun açıklamasında da benzer şeyler yazılıydı.
Atatürk’ün hayatında başardıklarının yanı sıra biraz sosyal ve biraz da özel bir alanda yer alan Fikriye Hanım aslında Mustafa Kemal’ in uzaktan akrabasıymış ve tanışıklıkları çocukluk yıllarına dayanıyormuş. Fikriye hanım Mustafa Kemal’ in yanında bulunduğu dönemlerde genellikle ev işlerinde yardım ediyor olsa da Milli Mücadele Dönemi’ nin büyük bir bölümünün de şahidi ve destekçisi sayılıyordu. Gerek Salih BOZOK’ un yazdığı anılarda gerekse yazılan tarih kitaplarında Fikriye Hanım’dan söz edilirken naifliği ve mütevazılığı ile bahsedilmiştir. Biraz meraklısı olan ve araştırmış birisi Fikriye Hanım dendiğinde gözünde naif, kırılgan, iyi huylu, uyumlu bir genç kadın canlandırıyor olmalıydı.
Gelelim izlediğimiz tiyatro oyununda oyuncunun seyirciye aktarmış olduğu Fikriye Hanım’a… Öncelikle dikkat çeken ilk şey kastın kesinlikle Fikriye Hanım’ ı canlandırmak için uygun olmadığı. Oyuncunun yeri geldiğinde hırçın, kaba , bağırarak sahnelediği oyun fazlasıyla Fikriye Hanım’ ın karekterinden uzak bir oyun izlememize sebep oldu. Oyun boyunca çalan şarkılarda yapılan playbackler ise oldukça yapay duruyordu. Metin ile ilgili konuşulacak olursa da metin içerisinde gerçekten uzak dikkat çeken önemli detaylar bulunuyordu. Öncelikle Fikriye Hanım’ ın bulunduğu sanatoryumda memleketten gelen gazeteleri gördüm diyerek bahsettiği konu tam sayfa New York Times gazetesinin manşet haberidir. Haberde Atatürk’ ün evlilik haberi tüm dünyaya duyuruluyordur. Latife Hanım’ı gördükten sonra kendisinden alay eder bir tarzda ve haset dolu bir biçimde İzmirli diye bahsediyor oluşu ise Fikriye Hanım’ ın karakterinden izleyiciyi çok uzaklaştıyor ve metin gerçekçiliğini yitiriyor. Metin içerisinde geçen ‘ Yaver efendiyi arayıp ‘ cümlesinin telgrafa daha uygun olduğunu, ‘ bir içki de ben parlatırdım’ cümlesindeki avam söylemde metin ile ilgili dikkat çeken diğer detaylardan.
Eski türkçenin daha iyi kullanıldığı, Fikriye Hanım’ ın hem yazar hem oyuncu tarafından daha iyi araştırılıp daha güzel sindirildiği bir oyun izlemekten çok daha keyif alırdım. Verilen bunca emeklerin, provaların sonunda sahnede hüsran izlemek hem oyuncu hem de izleyen için ayrı bir dram diye düşünüyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder