YOLCU OYUNU ELEŞTİRİ YAZISI
Oyun, Kurtuluş Savaşı sırasında bir tren istasyonunda yaşananları konu ediyordu. Bir istasyon amiri, istasyon amirinin eşi ve istasyonda çalışan makasçı bir yandan savaşın yaşandığı dönemin yoksulluğu ile mücadele ederken, bir yandan kendi iç dünyalarında yarattıkları savaştan sağ kurtulmaya çalışıyorlardı. Bir gün tren durmaz, kervan geçmez bu istasyona bir atlının sığınmasıyla işler değişiyordu. Savaşın yarattığı milli birlik bilincinin yanında, kendilerinin yarattığı kişisel bencillikler arasında sıkışıp kalıyorlardı. Gerçek dünyada da olduğu gibi, günlük akışın dertlerine kendinizi kaptırdığınızda birden milli birlik duygunuzu uyandıran müzikli aralar, seyircinin de gel gitler yaşamasına sebebiyet veriyordu. Yönetmen Orhan ALKAYA' nın dokunuşu burada fazlasıyla etkileyici diye düşünüyorum.
Oyunculardan bahsedecek olursam, Ayhan ANIL (İstasyon Şefi) tek gözünü kaybetmiş bir adamı canlandırıyordu. Ayhan bey oyunculuğunun yanı sıra gözündeki engeli seyirciye gerçekten varmışcasına yaşatıyordu. Şirin SARAÇOĞLU (İstasyon Şefinin Karısı) oyunda bulunan tek kadın oyuncuydu. Oyun boyunca rolünü sahiplenerek, izleyiciye karakteri yaşatmasının yanı sıra sahneye fazlasıyla yakışıyordu. Efe ÜNAL (Makasçı) da daha önce yaralanma sonucu, bacağında sakatlık bulunan bir adamı canlandırıyordu. Kendisinin oyunculuğu konusunda söyleyebileceğim tek bir şey var... O da oyunun başından sonuna, yağan karın bacağında oluşturduğu sızıyı, seyirciye derinden hissettiriyor oluşuydu. Oyunun yarısından sonra izleme fırsatı bulduğumuz Deniz GÜRZUMAR (Atlı) ise oyunculuğunun yanı sıra sesi ile seyirciyi kendine hayran bırakıyordu. Oyuncuların birbiri ile teması, oyun alıp vermelerinin güzelliğinin yanı sıra arkada bulanan büyük ekip de övgüyü hak ediyordu. Başta kostüm tasarımı olmak üzere, dekor, müziklerin yüreğimize dokunmasını sağlayan piyano ve oyunun sahnelenmesinde bulunan her insan övgüyü hak ediyordu.
Uykuda kestiler üçümüzü,
kurşuna dizdiler ikimizi,
Ahmet oğlu Nasuh arkadaşımın adı,
Reşadiyeli Veli oğlu Memet benimkisi.
Bir de altıncımız var,
Kara kaytan bıyıklı bir şehit,
Son mekanı şöyle dursun,
Adını da bilen yok...
Nazım HİKMET' i saygıyla anıyorum ve unutmayan, unutturmayan Şehir Tiyatrolarına teşekkür ediyorum. Şimdiden oyunu izleyecek olanlara iyi seyirler diliyorum. Sanatla kalın, iyi kalın...
Yorumlar
Yorum Gönder